“Sağlık Turizminde Geleceğin Lideri”
Salih Alparslan ÖZDEMİR
“Çocuklarımızın ve gençlerimizin örnek aldıkları ve rol model olarak benimsedikleri kişiler; onların hayata bakışını, tutum ve davranışlarını geliştirmelerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu anlamda topluma örnek teşkil edecek donanımlı ve eğitimli bireyler yetiştirmek, Türkiye’nin geleceği için çok önemlidir.
Salih Alparslan Özdemir, ikinci kuşak olarak sürdürdüğü profesyonel iş hayatında genç yaşına rağmen kendisinden hemen sonra gelen jenerasyon için çok güzel bir örnek.”
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1991 doğumluyum. TED Ankara Koleji Vakfı okullarında ilk ve orta öğrenimimi tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi İktisat bölümünden mezun oldum. Halen sağlık yönetimi konusunda master yapıyorum.
Çok genç yaşta olmanıza rağmen Türkiye’nin en iyi hastanelerinden birinde üst düzey görevdesiniz. İlk iş deneyiminizi ne zaman yaşadınız?
Üniversite döneminde hobi olarak başladığım şeyleri işe dönüştürdüm. İyi bir engelli atlama at binicisiyimdir. Bunu nasıl işe çeviririm derken yarış atları yetiştirmeye ve bunun ticaretini yapmaya başladım.
Sağlık sektörüne girmeye nasıl karar verdiniz?
Doğuştan gelen bir zorunluluk diyebiliriz aslında. Doktor bir baba ve eczacı bir annenin çocuğuyum. Aslında şanslıyım diyebilirim. Evde sürekli sağlık ve tıp konuşulduğu için her konuda bir fikrim olmaya başladı. Sağlık terminolojisine önceleri kulak doygunluğum olmasına rağmen zaman içinde araştırma merakımla birlikte ne anlama geldiklerini de öğrendim. Özel Ankara Umut Hastanesinde ilk olarak iş geliştirme uzmanı olarak başladım, kısa sürede de uluslararası ilişkiler koordinatörü görevine geldim. İşe yeni başlayan birinin adaptasyon süresini aslında ben hiç yaşamadım. Dediğim gibi işimle ilgili şansım yüksekti, doğuştan itibaren sağlık sektörünü öğrenmeye başlamıştım.
“HER ÜLKEDEN DOSTLARINIZ OLUYOR…”
Neden uluslararası hasta departmanı?
Sağlık terminolojisini iyi bilmemle iktisat okumamı birleştirdiğinizde en verimli olacağım alanın uluslararası hasta olduğuna karar verdim. Çok keyifl i bir alan, tüm dünyadan gelen çeşitli insanlarla, çeşitli kültürlerle sürekli haşır neşir oluyorsunuz. Aynı zamanda dünyadaki sağlıkla ilgili gelişmeleri takip etmek, fuarlara, seminer ve sempozyumlara katılmak, başka ülkelerdeki hastaneleri ziyaret ederek tıp konusundaki gelişmeleri izlemek, teknolojileri takip etmek, sürekli kendinizi güncellemek ve kendinize yeni birşeyler katmak çok değerli.
Her şeyden öte özellikle hastanemize hasta olarak gelen kişilerle ve hasta yakınlarıyla kurduğumuz dostluklar çok özel. Düşünsenize hastasınız ve yurt dışındasınız. Size arkadaşınız, kardeşiniz, çocuğunuz kadar yakın birisi var. Sadece hastalığınızla değil sevgisiyle de size destek olan biri. İşte ben bunu yapmaya çalışıyorum.
Her gelen hastamıza tedavisinin bitimine yakın tarihimizi özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ü internetten araştırmalarını öneriyorum. İyileştiklerinde mutlaka hastaya refakat ederek Anıtkabir’e götürüyorum. Kurtuluş Savaşımızı nasıl kazandığımızı, Atatürk’ün ne denli vizyoner bir lider olduğunu anlatıyorum.
Sağlık turizmi ülkemizde her geçen gün gelişiyor ve büyüyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ekonomi Bakanlığımızı her zaman yanımızda görüyoruz. Hem çok ciddi teşvikler var hem de her sorunumuza çare bulabiliyoruz. Bizleri dinliyor ve çözüm bulabilmek için uğraşı veriyorlar.
Yurt dışında hastane gezdiğinizden bahsettiniz. Bizde de olsaydı dediğiniz hiç oluyor mu?
Açıkçası portföyümüzde olan ülkelerde pek olmadı. Genelde biz gittiğimiz Ortadoğu, eski Sovyet ülkeleri, Afrika ve Balkan ülkelerinden çok daha ilerideyiz. Tabi Amerika ve Avrupa ülkelerinde durum farklı.
Yabancı hastaların Türkiye’yi tercih etme nedeni dersek…
Özellikle Afrika’daki hastalarımız maddi durumu iyi olanlar eskiden İngiltere ve Fransa’ya gidiyordu. Ama artık aynı imkanların Türkiye’de de sunuluyor olması Türkiye’yi bir cazibe merkezi haline getirdi. Aynı hizmetleri yarı fiyatına Türkiye’den rahatlıkla satın alabiliyorlar. Fiyat / kalite dengesini görenler ve duyanlar tercihini bizden yana kullanıyorlar.
Türkiye’deki hastaneler arasında yabancı hasta kabulü konusunda bir uyum var mı?
Hastaneler maalesef ciddi anlamda fiyat kırma politikası güdüyor. Hastanelerin kollektif hareket etmeleri çok önemli. Yapılan fuar, seminer ve toplantılarda hastaneler fiyat düşürüp bağlantı yapma telaşı içine giriyor. Bu aslında hem hastanelere hem de Türkiye’nin sağlık sektöründe hak ettiği yere gelmesinin önünde engel yaratıyor. Yanlış fiyat politikasının bir an önce çözülmesi gerekiyor. Sağlık derneklerinde özellikle konuşuluyor ama günün sonunda herkes bildiğini okuyor.
Küçük pastayı nasıl bölüşeceğinizi bırakıp, pastayı nasıl büyütürüz dememiz lazım…
Kollektif çalışmayı başarmamız gerekiyor. Hem hastanelerimizin gelişimi, hem hastaya daha iyi hizmet vermek, hem de ülkemize döviz girdisinin fazlalaşması için. Sağlık Bakanlığı hizmet tarifesinde üst limiti belirledi. Alt limit ile ilgili bir çalışması yok. Bu da sektörde fiyat dalgalanmalarına neden oluyor.
Ankara’da sağlık turizminin önündeki engeller neler?
Hastane olarak yaşadığımız en büyük dezavantaj Ankara’ya direk uçuşların yok denecek kadar az olması. Hasta halde İstanbul’dan Ankara’ya bir daha aktarım kimse yapmak istemiyor.
Hasta neden İstanbul’u değilde Ankara’yı tercih etsin o zaman?
Ankara, sağlık anlamında çok başarılı bir şehir. Türkiye’de ki en iyi tıp fakülteleri Ankara’da. Sayıca da oldukça çok tıp fakültesi var. Bu okullarda yetişen doktorlar sonrasında da yaşam için Ankara’yı tercih ediyor. Üstelik Ankara’da sağlık hizmetlerinin fiyatları daha uygun.
Başka ne tür engeller var?
Yabancı dil, özellikle ingilizce bilmemek en büyük engel. Hasta veya yakını sokağa çıktığında en basit ihtiyaçlarını bile ifade etmekte güçlük çekiyor. Yeni nesil gerçi ingilizce öğrenerek yetişiyor. Ama bu dil engelinin ortadan kalkmasına daha zaman var. Hastanemizde hastalarımızın bu sorununa çözüm bulabiliyoruz. Yabancı hasta departmanında görevli bir çok değişik lisanı konuşabilen sağlık personelimizin yanı sıra yabancı doktorda çalıştırıyoruz.
Hasta mülteci pozisyonunda kaçabiliyor diye Afganistan, Irak gibi ülkelerde çok ciddi vize sıkıntısı var mesela. Çözümü o ülkelerde temsilcilerimiz vasıtasıyla kişinin gerçekte hasta olup olmadığını araştırmakta, epikrizinin doktorlarımız tarafından incelenip evet bunu tedavi edebiliriz demeleriyle vize talep yazısı vermekte bulduk. Hasta, havaalanından topraklarımıza bastıktan sonra gidene kadar da her türlü hizmetini veriyoruz.
Unutamayacağınız anlar var mı hastalarla yaşadığınız?
Somali’nin ünlü işadamlarından birisi kendi inşa ettiği caminin beşinci katından düşüyor. Çoklu organ travması, böbrek ve karaciğer yetmezliği, enfeksiyon teşhisiyle uçak ambulansla hastanemize geldi. Ülkesinde yapılan yanlış teşhis ve tedavi sonucu geldiğinde çok kötüydü. Şu an sağlığına kavuşmuş durumda ve sadece fizik tedavi süreci için hastanemizde. Somali Başbakan yardımcısı, elçisi ve beraberinde bir heyet hastayı hastanemizde ziyaret etti. Yaptığımız tedavinin başarısı sonucu hastanemize çok güven duyduklarını ve ülke olarak bizimle birlikte çalışmak istediklerini ifade ettiler ve sözleşme imzaladık.
Yine yakın zamanda Iraklı bir hastamızda görülen beyin tümörünü başarılı bir şekilde çıkardık. Birçok hastane ve doktor gezdiklerini ya ameliyat esnasında öleceğini ya da sakat kalacağı söylenen Iraklı hastamızı doktor ekibimiz sağlığına kavuşturdu.
Tekrar size dönelim. Sizin kadar eşinizin de çok çalışkan ve başarılı olduğunu biliyoruz.
Eşim, turizm ve otelcilik okudu üzerine de işletme masterı yaptı. Sanata olan düşkünlüğü onu farklı bir alana yönlendirdi. Moskova’ya giderek çiçek yapımı ve tanzimi konusunda uzunca bir süre eğitim aldı. Gelin çiçekleri, organizasyon için çiçek tasarımı konusunda oldukça başarılı. Bunu meslek haline getirmek istiyor ve bir işyeri açma konusunda şu anda araştırmalar yapıyor.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Özel Ankara Umut Hastanesini dünya çapında bir hastane ve marka yapmak tüm hastane ekibinin olduğu gibi benimde hedefim. Kişisel olarak da sektörde bilinen, lider konumunda bir otorite olmak istiyorum.
